THE MAZE RUNNER ( LABİRENT: ÖLÜMCÜL KAÇIŞ)
Yönetmenliğini Wes Ball'ın yaptığı başrolünde ise Dylan O'Brien'ın yer aldığı bilim kurgu ve gizem filmidir.
Filmin konusu ise şöyle: Thomas bir gün kendisini yaşıtı 60'a yakın çocukla birlikte Kayran adı verilen 4 tarafı duvarlarla kaplı bir kasaba görünümlü kapanda bulur. Adı dışında başka hiçbir şey hatırlamayan Thomas hem yeni yaşantısına alışmaya hemde buraya neden ve nasıl geldiğini anlayıp buradan kurtulmaya çalışır.Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
Film aslında Açlık Oyunlarından sonra oldukça popüler hale gelen post-apokaliptik( kıyamet sonrası) türüne ait. Her ne kadar böyle filmler 'young adult' olarak geçse de ben izlemekten de okumaktan da zevk alıyorum.
Çok uzun zamandır bir arada yaşayan nereden ve nasıl geldiklerini hatırlamayan 60'a yakın çocuk ve hepsinin kendine ait görevleri var. Aralarından en önemli görev ise koşucular denilen ve her sabah labirentin kapıları açıldığında kapılar tekrar kapanana kadar buradan çıkış yolunu bulmaya çalışanlara ait.
Film daha ilk dakikadan beni içine çekmeyi başardı. Bizimde her şeyi Thomas'la birlikte sıfırdan öğrenmemiz filmi daha rahat anlamamı ve kafamda oturtmamı sağladı.
Tabi ki anlayamadığım şeylerde oldu ama bunun sebebinin filmin bir seri olmasına ve ucu açık kalan konuların 2. filmde açıklanacağına inanıyorum.
Dylan O'Brien Thomas karakteriyle oldukça başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Karakteri çok iyi yansıttığını ve film boyunca geçirdiği değişimi çok rahat bir şekilde seyirciye yansıtıyor. Onun dışında filmde bir çok önemli karakter yer alıyor hepsinin hikayede ayrı bir yeri ve görevi var.
Filmin görselleri ise oldukça başarılı olmuş. Labirentte geceleri ortaya çıkan 'Izdırap Verenler' denen örümceğe benzeyen mekanik yaratıkların görünüşü midemi bulandırmaya yetti.
SPOILER: Filmde 2 sahne vardı ki izlediğim anda aklıma Yüzüklerin Efendisi ve Açlık Oyunları geldi. Bunlar neler birincisi Thomas labirente girdiğinde tepesindeki örümceğin omzuna bir sıvı akıtması ve yakalamaya çalışmasıyşa Frodo'nun başına gelenlerin aynı olması. Diğeri ise filmin sonlarına doğru Gally'nin tam Thomas'ı öldürecekken başkası tarafından öldürülmesi ama o anda silahının ateşlenmesi ile Thomas'ın en yakın arkadaşı Chuck'ın ölmesi yani Katniss'le Rue'nun başına gelenlerin aynısı. Bu sahneler birebir aynıymış gibi geldi bana :)
Film hem konu hemde senaryo olarak ilgimi çekti ve beklentilerimi karşıladı diyebilirim. Özellikle 2. filmi ve olacakları merakla bekliyorum. Eğer sizde bu tür filmlerden hoşlanıyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
Film aslında Açlık Oyunlarından sonra oldukça popüler hale gelen post-apokaliptik( kıyamet sonrası) türüne ait. Her ne kadar böyle filmler 'young adult' olarak geçse de ben izlemekten de okumaktan da zevk alıyorum.
Çok uzun zamandır bir arada yaşayan nereden ve nasıl geldiklerini hatırlamayan 60'a yakın çocuk ve hepsinin kendine ait görevleri var. Aralarından en önemli görev ise koşucular denilen ve her sabah labirentin kapıları açıldığında kapılar tekrar kapanana kadar buradan çıkış yolunu bulmaya çalışanlara ait.
Film daha ilk dakikadan beni içine çekmeyi başardı. Bizimde her şeyi Thomas'la birlikte sıfırdan öğrenmemiz filmi daha rahat anlamamı ve kafamda oturtmamı sağladı.
Tabi ki anlayamadığım şeylerde oldu ama bunun sebebinin filmin bir seri olmasına ve ucu açık kalan konuların 2. filmde açıklanacağına inanıyorum.
Dylan O'Brien Thomas karakteriyle oldukça başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Karakteri çok iyi yansıttığını ve film boyunca geçirdiği değişimi çok rahat bir şekilde seyirciye yansıtıyor. Onun dışında filmde bir çok önemli karakter yer alıyor hepsinin hikayede ayrı bir yeri ve görevi var.
Filmin görselleri ise oldukça başarılı olmuş. Labirentte geceleri ortaya çıkan 'Izdırap Verenler' denen örümceğe benzeyen mekanik yaratıkların görünüşü midemi bulandırmaya yetti.
SPOILER: Filmde 2 sahne vardı ki izlediğim anda aklıma Yüzüklerin Efendisi ve Açlık Oyunları geldi. Bunlar neler birincisi Thomas labirente girdiğinde tepesindeki örümceğin omzuna bir sıvı akıtması ve yakalamaya çalışmasıyşa Frodo'nun başına gelenlerin aynı olması. Diğeri ise filmin sonlarına doğru Gally'nin tam Thomas'ı öldürecekken başkası tarafından öldürülmesi ama o anda silahının ateşlenmesi ile Thomas'ın en yakın arkadaşı Chuck'ın ölmesi yani Katniss'le Rue'nun başına gelenlerin aynısı. Bu sahneler birebir aynıymış gibi geldi bana :)
Film hem konu hemde senaryo olarak ilgimi çekti ve beklentilerimi karşıladı diyebilirim. Özellikle 2. filmi ve olacakları merakla bekliyorum. Eğer sizde bu tür filmlerden hoşlanıyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.