22 Aralık 2013 Pazar

ELYSİUM

ELYSİUM (YENİ CENNET)

      Bilim kurgu en sevdiğim film türlerinden biridir. Bunun nedeni belki de bizim hiçbir zaman sahip olamayacağımız olanaklara bu filmler sayesinde ulaşmamızdır. Bizler insan ırkı olarak her zaman daha fazlasına sahip olabilmeyi istemişizdir. Doğaya hükmedebilme, en güçlü olabilme, uzaya bile sahip olabilme fikri hep bizi cezbetmiş ve egomuzu yükseltmiştir. Elysium'da ise tam olarak bundan bahsediliyor.

    Elysium 2013 yapımı yönetmenliğini Neill Blomkamp'ın yaptığı başrollerini ise Matt Damon ve Jodie Foster'ın üstlendiği bir bilim kurgu, aksiyon filmidir.

     Filmin konusu ise şöyle ; 2154 yaşanacak 2 farklı yer var. Birincisi bizimde şuanda yaşadığımız dünya. İkincisi ise çok daha varlıklı insanların yaşadığı Elysium adı verilen uzay istasyonu. Dünya aşırı kalabalık ve çökmüş bir yer halindedir. Neredeyse herkesin Elysium'da ki medikal imkanlara ihtiyacı vardır. Fakat varlıklı insanların yaşamlarını rahatça sürdürebilmeleri için dünyadan oraya giriş sıkı bir kontrol altındadır. Fakat kahramanımız Max'in çalıştığı fabrikada yaralanması ve dünyadaki olanakların yetersiz kalmasından dolayı Elysium'a gitmeye karar vermesiyle 2 dünya arasındaki bağ çatırdamaya başlayacaktır.
   
       Açıkçası film her ne kadar klasik hollywood anlatısından dışarıya çıkmamış olsa da ben izlerken keyif aldım. Keyif almamın sebeplerinden biriside tabi ki oyuncu kadrosu. Filmde sizi şaşırtabilecek pek fazla şey olmuyor bunun sebebi belki de bu filmden farklı işlenmiş olsa bile yüzlercesinin daha önceden yapılmasıdır. Ama bu filmi heyecanla izlemenize engel olmuyor. Max'in Elysium'a doğru yola çıkması karşılaştığı engeller hep kendimizi onunla birmişiz gibi görmemize neden oluyor. Film görsel olarak çok iyi tasarlanmış gerek dünyanın mahvolmuş hali gerekse Elysium'un mükemmelliği iki dünyayı da bizim gözümüzde ınandırıcı kılıyor. Belli bir noktadan sonra film Max'in hikayesi olmaktan çıkıyor ve dünyada yaşayan yardıma muhtaç olan bütün insanların hikayesi haline dönüyor. 

        Filminde tansiyonu yüksek tutabilmek için devamlı hızlı ve sık kamera hareketlerine, müziklere, patlamalara ve dövüş sahnelerine yer verilmiş. Bu sayede filmi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz ve dikkatiniz dağalmıyor. Filmin sonuna yakın Max ve Kruger'ın kavgası sırasında kullanılan kamera tekniği oldukça ilginç filmi izlerken ona dikkat etmenizi tavsiye ederim.
     Genel olarak eğer çok farklı ya da işlenmemiş bir şey beklemiyorsanız izlemenizi tavsiye edebileceğim, izlerken güzel vakit geçirebileceğiniz bir bilim kurgu filmi. 

2 yorum:

  1. Sıkıldık ama böyle filmlerden artık bilim kurgu işinde biraz devrim lazım:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ee bi Star Wars, Matrix, Blade Runner kolay yetişmiyo zamanla olur belki :D

      Sil