23 Aralık 2013 Pazartesi

THE HOBBİT: THE DESOLATİON of SMAUG

THE HOBBİT: THE DESOLATİON of SMAUG




      Peter Jackson'ın  yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği ayrıca senaryosuna da katkıda bulunduğu film, 1937 yılında J. J. Tolkien tarafından yazılmış olan Hobbit romanının uyarlamasıdır. Üçleme halinde yapılması planlanan filmin ikincisidir ve sinema tarihine geçmiş olan epik fantezi, macera filmi Yüzüklerin Efendisi'nden önceki olayları anlatır.

        Filmde Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden tanıdığımız ve sevdiğimiz hobbit Bilbo Baggins ve büyücü Gandalf'ın yanı sıra Thorin Meşekalkan'ın da liderlik ettiği 13 kişilik bir cüce grubunun Kuyutorman, Esgaroth ve Dale'ı geçtikten sonra ejderha Smaug ile savaşmak için Erebor Krallığı'na yolculuk yaptığı birinci film olan Beklenmedik Yolculuk'un hemen sonrasındaki maceraları anlatılır.
       Yüzüklerin Efendisi, Gandalf, Legolas, Bilbo, hobit, elf gibi terimleri artık bilmeyen yada sevmeyen yok gibi. Bu yüzden Peter Jackson'un yaptığı yada planladığı her iş heyecanla ve merakla bekleniyor. Çıtasını çok yüksek tutan bu yönetmen yaptığı işlerde seyirciyi asla hayal kırıklığına uğratmadı. Bu Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları filminde de devam etmiştir.Film 3 boyutlu olarak ki - bugüne kadar izlediğim en iyi ve inandırıcı olanıydı - ve 48 fps(kare formatında) çekilerek öncü olmuştur. Peki bu ne demek? Normalde izlemeye alışık olduğumuz 25 fps yani ekrandan 1 saniyede 25 kare fotoğraf geçmesi göze normal gelenidir. Bu sayı arttıkça hareketlerdeki detay ve akıcılık artar. Filmin görselinin ve 3 boyutunun bu kadar iyi olmasının bir diğer sebebi de budur. 



          Film tek kelimeyle harikaydı. Mekan, kostüm, saç, makyaj, oyunculuk zaten Yüzüklerin Efendisi'nden ve Hobbit: Beklenmedik Yolculuk'dan alıştığımız, bildiğimiz bizi fazlasıyla tatmin eden şeylerdi. Filmde kendi açımdan sadece 2 tane kusur bulabildim. 1.si sadece 3 boyutu gösterebilmek için koyulmuş filme bir katkısı olmayan gereksiz sahneler ya da objeler 2.si ise belki de 3 boyutu pek sevmediğimden dolayı olan aşırı kamera hareketlerinin yarattığı baş dönmesi. Bunlar dışında ne bir devamlılık hatası nede bir kopukluk bulamadım belki de filmin o muhteşem büyüsüne kapıldığım içindir :). 

          Filmde ki 13 cüce ise her ne kadar sinirli yada sevimsiz olasalar da aynı zamanda filmde ki eğlence kaynağıydı. Ama hangisinin hangisi olduğu, isimlerinin ne olduğunu hatırlamak epey bir zaman aldı.
  
        Tauriel bunların başında geliyor. Her ne kadar birbirlerinden nefret etseler de orklara karşı cücelerle birlikte savaşmak zorunda kalıyorlar. Hatta filmde Legolas ve Gimli'nin babası arasında geçen ufak ama çok komik bir sahne var ona dikkat etmenizi tavsiye ederim :).
        17 Aralık 2014'de gösterime girmesi planlanan 3. ve serinin son filmi Hobbit: Gittim ve Döndüm'ü heyecanla beklemekteyim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder